
Soley Dönüsüm Gecidi
Ergen Ebeveynliği
Çocuklar sadece büyürler, ergenler hem büyürler hem gelişirler.
Ergenlik başkalaşım (metamorphose) ve dönüşüm (mutation) demektir. Ergenlik döneminde birey
hem bedensel, hem ruhsal, hem de toplumsal alanda
değişime ve dönüşüme uğrar.
Ergenlik dönemi, kişinin kökten bir değişim geçirdiği
ve aslında en çok da ailesine ihtiyaç duyduğu bir dönemdir.
Gençliğe atılan bu ilk adımda hem fiziksel, hem duygusal,
hem cinsel hem de sosyal değişimler söz konusudur.
Cinsiyetin gerektirdiği roller
her iki cinsin de üzerine yüklenmeye başlanmıştır.
Bu rollere uyum sağlamak ergen için en başlarda zor olabilir.
Bu yeni kişiliğe ve yetişkin olmaya uyum sağlama süreci
başka sıkıntıları beraberinde getirir.
Çocukluk döneminde uyumlu bir çocuğun
ergenliğe yaklaşan yıllarda gösterdiği değişimleri
pek çok ebeveyn şaşkınlıkla karşılar ve hazırlıksız yakalanır. Çocuklarının çocukluktan çıktığı, ama tam da yetişkin olmadıkları
bu geçiş dönemi; ergenlik dönemindeki çocuklar kadar,
ebeveynleri için de zor geçer.
Her şeyin yoluna girdiğini sandıkları bir dönemde
birden ortaya çıkan huysuzluklara, tedirginliğe
ve nedensiz öfke patlamalarına bir anlam veremezler.
Eve dilediği gibi girip çıkmak isteyen, çok zor beğenen,
en yumuşak ikazlara bile çok sert karşılık veren genç karşısında,
ne yapacaklarını bilemezler ve çoğunlukla soğukkanlı da kalamazlar. Sevecen ve yumuşak bir yaklaşımı bile geri çeviren,
üstüne varılınca öfkelenen, kendisini iletişime kapayan genç karşısında bocalarlar.
Çocuklarının kendilerini hiçe saydığını,
kendileriyle hiç bir şey paylaşmak istemediklerini,
hatta kendilerine düşman gözüyle baktığını görmek ebevynin karşılaşabileceği en zor durumlardan biridir.
Zira dünyada ergen olmaktan daha zor bir şey varsa
o da ergenlik çağındaki bir gencin anne babası olmaktır.
Çocuk uç davranışlar sergiledikçe
anne baba çeşitli yöntemlerle çocuğu uyarmaya çalışır.
Fakat çoğunlukla ne sert uyarılar,
ne yumuşatılmış ikazlar ne de nasihatler işe yaramaz.
iletişim gittikçe daha da azalır.
Ergenlik döneminde genç bir kimlik kazanma sancısı çeker.
Kendi ruh dünyasını inşa etmektedir.
Gördüğü yaşadığı beğendiği birçok hatıranın
geleceğindeki hayallerinin ve o anın
kendisi üzerindeki etkisiyle adeta
birçok farklı kişilik elbisesini giyer çıkarır.
Her giydiği elbiseden bir parçası üzerine siner.
Genç en sonunda bu parçalarla anlamlı bir bütün oluşturmaya çalışır. Yapması gereken bu sıkıntılı, kasvetli, stresli,
fırtınalı dönemden doğru rotayla dingin sulara
kişiliğini kazanarak çıkmaktır.
Doğru rotayı tespit edip dingin sulara çıkmayı başarması için
cevap vermesi gereken çok önemli sorular vardır.
Genç; kendisini, varoluşunu, varoluşunun anlamını,
hayatın amacını, yaşamı ve ölümü sorgular.
Bunlara kalbini tatmin edecek cevaplar arar.
Kendisini, varoluşunu,
hayatı, kendisinin evrenle olan ilişkilerini sorgular.
Eğer tüm bu sorulara bir cevap bulabilirse
ergenlik dönemindeki en büyük kriz basamağını aşar.
Genç bu dönemi aşmayı başarırsa
net bir şekilde hedefine doğru devam eder.
Bunu başaramayan genç ise biraz daha bocalar,
ve tam tersi bir yöne kayabilir.
Ebeveynlerin rolü bu noktada çok önemlidir.
Sigara, alkol, madde bağımlılıkları,
her türlü suç, kötü arkadaş ve alışkanlıklar ve hatta intihar ile sonuçlanabilecek bu hassas dönemin
gerektiğinde profesyonel destek ile
ailenin sevgi, şefkat, güven ve anlayış dolu ortamında
güzel gelecek günlere taşınması,
gençlerimizin sağlıklı kişilikler geliştirip
emin bireyler olmaları en büyük idealimizdir.