Soley Dönüsüm Gecidi
Fobiler
ablütofobi: yıkanmaktan , agorafobi: açık yer ya da kalabalıktan
akluofobi: karanlıktan, akrofobi: yüksek yerlerden
akustikofobi: belirli seslerden, algofobi: acı çekmekten
amnezifobi: hafızasını kaybetmekten, antropofobi: insanlardan
araknofobi: örümceklerden, aritmofobi: sayılardan
astenofobi: güçsüz olmaktan, atelofobi: mükemmel olamamaktan
aviofobi: uçuş korkusu, ballistofobi: silahtan ya da mermilerden
brontofobi: gök gürültüsünden, dentofobi: dişçiden
eisoptrofobi: aynalardan, elektrofobi: elektrikten
entomofobi: böceklerden, epistaksiyofobi: burun kanamasından
erotofobi: cinsellikten, farmakofobi: ilaçlardan
fazmofobi: hayaletlerden, febrifobi: yüksek ateşten
filemafobi: öpüşmekten, filofobi: sevmekten, aşık olmaktan
fobofobi: korkmaktan, fotofobi: ışıktan, gametofobi: evlenmekten
gerontofobi: yaşlı insanlardan ya da yaşlanmaktan
glossofobi: topluluk önünde konuşmaktan
haptofobi: dokunulmaktan,
harpaksofobi: hırsızlardan ya da bir suçun kurbanı olmaktan
helyofobi: güneş'ten, hematofobi: kan korkusu, herpetofobi: sürüngenlerden
heterofobi: heteroseksüellerden korkma, tiksinme
hidrofobi: sudan, yüzmekten ya da boğulmaktan
hipnofobi: uyumaktan, homofobi: eşcinsellerden, androfobi: erkekten
jinefobi: kadınlardan, kakorafiyafobi: başarısız olmaktan
kanserofobi: kanser olmaktan, kardiyofobi: kalp hastalığından
karnofobi: etten, katagelofobi: dalga geçilmekten, kenofobi: karanlıktan
kinofobi: köpeklerden, kitinofobi: böcekten,
klimakofobi: merdivenden düşmekten
klostrofobi: Kapalı ve basık yerlerde duyulan korkudur.
Asansör, basık tavanlı odalar, koridorlar, kapıları kapalı ve kalabalık otobüs, yeraltı çarşıları, metro, alt geçitler ve kilitli odalar korku verici yerlerdir. Hastanın temel korkusu bu yerlerde sıkışıp kalmak,
nefes alamamak ve boğulmaktır.
koulrofobi: palyaçolardan, kriyofobi: buzdan ya da donmaktan
kronomentrofobi: saatlerden, ksantofobi: sarı renkten, ksenofobi: yabancılardan
ksilofobi: tahta şeylerden ya da ormanlardan, Lailofobi: konuşmaktan
lepidopterophobia: kelebek ve güvelerden, limnofobi: göllerden
lökofobi: beyaz renkten, manyofobi: delirmekten,
mastigofobi: cezalandırılmaktan, mekanofobi: makinelerden
melanofobi: siyah tonundan, mikrobiyofobi: mikroplardan
mizofobi: kirlilikten, monofobi: yalnızlıktan, musofobi: farelerden
megalofobi: devasa şeylerden, niktofobi: geceden, nüdofobi: çıplaklıktan
Negrofobi: Siyahilerden, obesofobi: şişmanlamaktan, ofidiyofobi: yılanlardan
ornitofobi: kuşlardan, panfobi: her şeyden
papirofobi: kâğıttan, paraskavedekatriafobi: 13. cuma gününden
patofobi: hasta olmaktan, pedofobi: çocuklardan
peladofobi: kel insanlardan ya da kelleşmekten
penyafobi: fakirlikten, pirofobi: ateşten
pogonofobi: sakaldan ya da sakallı kişilerden
simetrofobi: simetriden, skiofobi: gölgelerden
sosyofobi: toplumdan, genel olarak insanlardan
talassofobi: deniz, okyanustan, tanatofobi: ölümden
teratofobi: gebe kadının, şekilsiz, çirkin bir çocuk doğurmaktan
testofobi: testlerden ya da sınavlardan
tokofobi: gebe kalmaktan ya da çocuk doğurmaktan
tomofobi: ameliyat olmaktan, transfobi: transgender ve transseksüellerden
travmatofobi: yaralanmaktan, tripanofobi: aşı ya da iğne olmaktan
trikopatofobi: saç hastalıklarından, tripofobi: deliklerden
venereofobi: zührevî hastalıklardan, venüstrafobi: güzel kadınlardan
vermifobi: solucanlardan, xenofobi: yabancılardan
zelofobi: kıskançlıktan, zoofobi: hayvanlardan
zenofobi: yabancı korkusu gibi daha burada sayamadığımız pek çok korku;
özgül fobi olarak adlandırılır.
Mantıklı ve mantıksız korku sırasında yaşananlar,
yani bedenimizde ve zihnimizde oluşan değişiklikler aynıdır.
Yani sokakta birisinin veya tehlikeli bir hayvanın saldırısına uğradığımızda
kalbimiz nasıl çarpıyor, nefesimiz sıkışıyor, her yanımız uyuşuyorsa,
mantıksız korkular sırasında da aynı şeyler olur.
Kişiden kişiye değişiklikler olmakla birlikte
bu durumlarda; kişinin kalbi çarpar/sıkışır, nefesi daralır, göğsü sıkışır, titreme/terleme olur, uyuşma/karıncalanma olur, baş dönmesi, bayılma hissi,
sık idrara gitme isteği olur. Kişi korktuğu durum ya da nesneyle karşılaştığında
bu duyguları yaşadığı gibi, bu durumları düşündüğü/hayal ettiğinde de yaşayabilir. Özgül fobilerde duyulan korku mantıksızdır ve aşırıdır.
Yüksek bir yerden aşağı bakmak birçok insan için heyecan verici, korkutucu olabilir, ancak fobik kişide korku o kadar aşırıdır ki, yüksek binalara çıkamaz bile.
Bazen de normalde kimsenin korkmayacağı durumlardan korkma gibi
mantıksız korkular görülür. Örneğin cam kırıkları, bıçak gibi kesici aletler batacak korkusu gibi. Kişi bunun aşırılığının ve mantıksızlığının farkındadır.
Bu nedenle (böyle saçma bir şeyden/durumdan korktuğundan utandığı için)
bazı kişiler fobilerinden bahsetmek de istemeyebilirler.
Yukarda sayılan nedenlerle cin, şeytan vb. korkuları,
kişi bunları saçma bulmadığı sürece, fobi sayılmaz.
Fobilerin gündelik hayatı en çok ve en olumsuz etkileyen yönü kaçınmadır.
Özgül fobisi olanların çoğu, korkulan durum ve nesnelerden
koşullar el verdiği ölçüde uzak durmaya çalışır;
kedisi olan eve gitmez, yükseklere çıkmaz, asansöre binmez,
yağmur yağdığında evden çıkmaz vb.
Özgül fobi grubu içinde sayılabilecek çok çeşitli fobiler bulunmakla birlikte
en sık görülenler şunlardır: hayvan fobileri,
yükseklik korkusu, kan ve yaralanma fobisi,
gök gürültüsü ve fırtına korkusu, uçak korkusu,
yalnız kalma korkusu, kapalı yer korkusu, araba korkusu, uzay fobisi, yutma fobisi.
Hayvan fobileri: En sık görülen özgül fobi türüdür. En çok korkulan hayvanların başında kedi, köpek, kuş, böcek gibi hayvanlar gelir. Korkulan hayvan türleri kültürler arası farklılık gösterir. Örneğin İngiltere’de örümcekten korkma
çok yaygın iken, kültürümüzde örümcek fobisi yaygın değildir.
Klostrofobi
Klostrofobi adıyla da bilinen kapalı alan fobisi, kişinin kapalı alanda
kalması gerektiğinde ciddi iç sıkıntısı yaşamasına ve fizyolojik belirtilerin de
eşlik etmesiyle kendisini daha kötü hissetmesine neden olan bir rahatsızlıktır. Klostrofobisi olan kişiler asansöre binme, sinemaya gitme, trene binme
gibi durumlarda ciddi sorunlar yaşadığından,
bu kişilerin günlük yaşamlarını olumsuz olarak etkiler.
Klostrofobi, kalp çarpıntısı, nefes alamıyormuş gibi hissetme, nefes darlığı,
boğulacakmış gibi hissetme, vücutta terleme, titreme, uyumak isteği,
bayılacakmış gibi hissetme, kaçma hissi, ağlama krizi gibi belirtileriyle
fizyolojik sorunları da beraberinde getirir.
Günlük hayatın bir gereği olarak kapalı alanlarda zaman geçirmesi gereken
ve bu konuda mantığın açıklayamadığı nedenlerden dolayı sıkıntı yaşayan kişiler, psikolojik açıdan hüzün, duvarların üstüne gelmesi gibi duygu durumlarıyla
baş etmek zorunda kalırlar.
Klostrofobi denilen kapalı alan fobisinin nedeni
kesin olarak bilinememekle birlikte, çocukluk dönemine ait bir travma da klostrofobi gelişmesinde etkili olabilmektedir.
Örneğin, cezalandırma nedeniyle ya da farklı nedenlerle
kapalı bir odada çocukken uzun zaman geçirmek
ve bundan dolayı duyulan derin kaygı, ileriki yaşlarda
klostrofobi olarak karşımıza çıkabilmektedir.
Yükseklik korkusu
İkinci en yaygın özgül fobi türüdür. Kişi yüksek binalara çıkamaz, yüksekten bakamaz, hatta odanın içinde pencereye yakın oturamaz. Yükseklik korkusu olan kişiler asansöre binmekten korkarlar,
ancak içinde boğulmak veya hapis kalmaktan değil, yukarı çıktığı için.
Birçok insan için keyifle oturulacak balkonlar bu danışanlar için eziyettir.
Balkonda oturabilirlerse de odaya yakın tarafına oturmaya çalışırlar.
Merdivenler, özellikle kenarlarında boşluk varsa çok korkutucudur.
Yükseklik korkusu olanların birçoğunda uçak korkusu olsa da
iki korkunun birbirinin aynı olduğu da söylenemez.
Yükseklik korkusu olanların %20’si ise uçak korkusu tanımlamamışlardır.
Kan ve yaralanma fobisi
Halk arasında “kan tutması” olarak da bilinen
bir durumdur. Kan görünce rahatsızlık hissetmek çoğu insanda görülen
bir özelliktir. Bunun dışında bedensel sakatlık, parçalanmış insan vücutları, kazalar vb. görme, kan verme, iğne yaptırma, kulak deldirme, diş çektirme
ve diğer tıbbi işlemler gibi durumlarla karşılaşınca bayılacak gibi olma,
kalp hızında değişme ve bulantı şeklinde tepkiler verilebilir.
Bu esnada bayılmalar da bilinen durumlardır.
Bazı fobikler hayat kurtarıcı müdahalelerden bile kaçınırlar:
şeker hastaları iğnelerini yapmaz, kanser hastası ameliyat olmaz;
bazı kadınlar doğurmaktan korktukları için gebe kalmazlar.
Gök gürültüsü ve fırtına fobisi
Bu kişiler sürekli hava durumunu izler
ve havanın kapalı, fırtınalı, yağışlı olma ihtimali olduğu günlerde eve kapanır,
gök gürültüsünü duymamak için kapı ve pencereleri sıkı sıkı kapatırlar. Gök gürültüsü duyunca masa, yatak altına saklanabilirler.
Uçak korkusu: Bu kişiler uçağa bineceklerine çok daha uzun sürecek,
daha eziyetli yolculuklar yapmaya razıdırlar.
Uçağa binmek zorunda kaldıklarında uçağın düşeceğine dair
şiddetli korkuları vardır. Uçağın her hareketini, her sarsıntıyı
büyük bir korkuyla izlerler, duydukları sesleri patlayan bir motor,
bir arıza işareti olarak yorumlarlar.
Yalnızlık fobisi
Çoğu kez evde tek başına kalmaktan korkudur.
Akşamları ve gece artar. Gündüz tek başına kalabilen birçok danışan
gece kalamayabilir. Nedensiz bir huzursuzluk olabilir, ya da evde birisi,
hırsız, bir yaratık vb. var gibi bir duygu tarif edilebilir.
Yalnızlık fobisinin ayrılık anksiyetesiyle ilişkisi olduğu öne sürülmektedir. Çocuklukta ayrılık anksiyetesi yaşayanların erişkinlikte agorafobi
ve panik bozukluğu geliştirme olasılığı yüksek bulunmuştur.
Türkiye’de yapılan toplum taramasında da ayrılık korkusunun
agorafobi ile ilişkisi diğer tüm özgül fobilerden daha kuvvetli olarak bulunmuştur.
Fobilerin tedavisi hem mümkündür,
hem de başarı oranları yüksektir.
Bu korkuların tedavisinde ilaçların rolü azdır.
Hatta bazı durumlarda ilaçlar zararlı bile olabilir.
Örneğin uçak korkusunu yenmek için uçuş öncesi sakinleştiriciler almak,
o yolculuğu rahat geçirmesini sağlasa da bağımlılık
ve ilaç yan etkileri gibi sorunlara yol açabilir.
Bunaltı bozukluklarında yaygın biçimde kullanılan davranışçı tedaviler
özgül fobilerde ilk seçenektir. Alıştırma (exposure) adı verilen yöntem
en yaygın kullanılan davranışçı tekniktir.
Bireysel veya grup halinde uygulanabilir.
Bu teknikte kişinin korktuğu durumun ayrıntılı bir analizi yapıldıktan sonra korkulan durumla gitgide artan derecede karşılaşması sağlanır.
Başlangıçta sıkıntı ve korku verici olan bu işlem, danışan
korkulan ortamda yeteri kadar süre kalabilirse alışmayla
(ve korkunun azalmasıyla) sonuçlanır.
Tedaviye istekli olan ve tedavi uyumu iyi olan vakalarda
birkaç seansta tama yakın düzelme elde etmek mümkündür.
Alıştırma tedavisinin, imkan olduğunca, gerçek nesne veya ortamda
yapılmasının uygun olduğu düşünülür. Ancak bu her zaman şart da değildir, mümkün de olmayabilir. Örneğin uçak fobisi gibi.
Böyle durumlarda hastanın korkulan durumlarla
hayalinde karşılaşması sağlanabilir ve bu da gerçek durumla karşılaşma kadar yarar sağlayabiliyor.
Fobilerle ilgili en önemli sorunların başında
birçok hasta ve ailenin bu sorunu hastalık olarak görmemeleri
ve bu nedenle yardım aramamaları gelmektedir.
Bazen de kişi yardım aramak istediği halde korkusu nedeniyle yardım arayamaz: örneğin kan fobisi olan kişinin hastane korkusu yüzünden doktora gidememesi gibi. Bir başka sorun kimi doktor ve psikologların bu sorunlarla başvuran kişilere bu sorunu “kafaya takılmayacak bir şey”, “kişilik yapısı”
“huy” vb. olarak tanımlamalarıdır.
Ancak özgül fobilerin birçoğu, kısa sürede ve kalıcı biçimde düzeltilebilir.
Bu nedenle kendinizde veya çevrenizde gördüğünüz mantıksız korkular
nedeniyle profesyonel danışmanlık almanız yararlı olacaktır.
Korkular, insan hayatını acımasızca kısıtlayan belirtilerdir.
Ancak bu kısıtlayıcı zincirlerden kurtulmanız mümkündür.